Bi'şey mi bakmıştın? (blog içi arama)

3 Haziran 2016 Cuma

Kafamdan Geçenler - 9

Bu sabah yalnız uyandım, Müslüm Gürses'in de şarkıda söylediği gibi. Ama farklı olan bir şey var o şarkıdan, haftalardır yalnız uyanıyorum. Haftalardır özlüyorum. Haftalardır sorular soruyorum. Haftalardır cevaplar bulamıyorum. Haftalardır...
Geçen her günüm birbirinine o kadar benziyor ki, farklı olmalarına rağmen. Sensiz uyanıp seninle uyuyorum. Seninle ve sensiz geçen günlerim bazen bir rüya bazen bir hayal olarak karşımda, sürekli aklımda yani. Bir gün bakıyorum Sultan Ahmet, bir gün bakıyorum Eyfel, bir gün Belin duvarı. Nerede olursam olayım karşımda hep matem, hep sensizlik hep hüzün. Düşünüyorum çünkü, sen olsaydın ya yanımda? Ama olamazdın değil mi?
Bütün sebepler tarafımızda da olsa bertaraf olmamız gerekiyordu çünkü. Şartlar uysa bile biz istemedik birbirimize uymayı sanırım.
Ne olurdu be uysaydık? En azından gece rahat uyusaydık ne olurdu be? Çok mu zordu mutlu olmak?
Evet zordu...
Zordu çünkü sevmek gerekiyordu. Sevdik, yani en azından sevdim ama yetmedi.
Evet zordu...
Çünkü peşimizsıra taşıdığımız heybelerimiz vardı kurtulmamız gereken, geçmişten gelen. Kurtulmayı istememiz de yeterdi aslında, istedik, yani en azından ben istedim ama yetmedi.
Evet zordu...
Çünkü başkalarının ne düşündüğünün sevgimiz üstünde etkisi olmadığının, ikimiz olduktan sonra gerisinin önemli olmadığının farkında olmamız gerekiyordu. Sevgimiz birbirimize yeter dedik, yani en azından ben dedim ama o da yetmedi.
Evet zordu...
Hala zor...
Zor olmaya devam edecek...
Güzel anılar vardır hayatta, düşünüp neşelenir ya da özleyip hüzünlenirsin ya? Benim için hiçbir zaman bir anı olamayacaksın. Anı olabilmen için çekip gitmen gerekir çünkü. Sen çekip gitmek yerine ciğerimi söküp gittin. Seni sevmem yasak, sana dokunmam yasak, seni öpmem yasak... Anıdan çok bir fikirsin artık benim için. Çünkü;
"Bir fikri öpemezsin, dokunamazsın, sarılamazsın. Fikirler kanamaz. Asla acı çekmez ve asla sevmez."
"Dört kitaba da baktım, ayrılık sevap değil, gel..."

3 Nisan 2016 Pazar

Kendine iyi bak bir veda değil elveda cümlesidir

“Kendine iyi bak” bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...

"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“  

Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar…

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler. .

Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler. Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden... gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?
Özel Arama